Sigara nasıl Üretilir?

Sigara nasıl Üretilir?
Sigara nasıl Üretilir?


Tarihçesine baktığımızda çok eski zamanlara dayanır,ama kimin bulduğu üzerine kesin bir bilgi yoktur sadece M.Ö. 18. yy'da Amerika kıtasına,İspanyolların getirdiği sanılmaktadır. İlk çıkış amacının sindirim sorunu çekenlerin sorunlarını gidermek için çıktığı daha sonra yüksek bağımlılık yaptığı ve çok zararlı olduğu anlaşılıp bu yöntemden vazgeçildiği konusunda net olmayan bilgiler vardır.
Sigara konusunda dünyanın en büyüklerinden biri British American Tobacco Samsun fabrikasıdır. Dünyada %13 lük bir paya sahip olan bu şirketin tek ve en büyük rakibi Filips Morris dir. Bu şirketler bünyelerinde mühendisler,pazarlama birimleri, gibi bir çok ekip bulunduran dev şirketlerdir. Peki bu fabrikalarda sigara nasıl üretilir?
İlk olarak çeşitli yerlerden farklı özelliklere sahip her biri 200 kg.olan balyalanmış tütünler fabrikalara geliyor. Bu tütünler yaklaşık %8-10 nemlilik oranında olduğu için ufalanacak seviyedeler.  Bu tütünlerin nem oranını tutturmak için ilk başta şok buhar uygulaması yapılarak tütünün gözenekleri açılıp daha sonra yıkanarak yaklaşık %25 lik bağıl neme ulaştırılıyor.Bu işlemden sonra tütün esneklik kazandığı için 1 milimetre çapında ufak parçalar halinde kıyılıyor.Şok şeklinde sıcaklık uygulanıp tütünün şişerek patlama şeklinde dağılmasından faydalanarak daha çok hacimde tütün elde ediliyor. Farklı tütünlerin kimyasal özellikleri belirlenip hangi marka sigara üretmek istiyorlarsa o sigara için hazırlanmış reçeteye bakıp tütünlerin özelliklerine göre büyük kazanlı makinalarda harmanlıyorlar. Endüstri mühendislerinin ürettikleri sigara filtreleri ve kağıtlarını kullanarak bu tütünleri makinelerle sarmaya başlıyorlar. Bu makineler sayesinde dakikada 10 bin adet sigara üretimi yapıyorlar. Farklı ülkelerin farklı damak tadları olduğu için üretilen prosesin Ar-Ge sini nasıl yapıyorsunuz diye sorulduğunda çok ilginç bir cevap veriyorlar. Üretilen prosesi belli bir özel içicilerinin belirlediğini söylüyorlar. Şaka sanılan bu durum gerçekmiş ve bu içiciler yaklaşık 30 senedir bu firmanın bünyesindeler.Sadece bunlar değil tabi,dumanının özelliğine göre de kontrol yapıyorlar.
Devamini Oku..

Kuyruklu yıldızların neden kuyrukları vardır

Kuyruklu yıldızların neden kuyrukları vardır
Kuyruklu yıldızların diğer gökcisimlerinden farklı ve gizemli şekilleri,aniden ortaya çıkıp bir süre sonra yok olmaları onların tarih boyunca insanlar tarafından Tanrıların habercileri olarak algılanmalarına yol açmıştır.Onların ölüm ve felaket habercileri olduklarına , kuraklık,sel,açlık gibi büyük doğal afetlerin ve salgın hastalıkların hatta her iki dünya savaşının da o sıralarda görülen kuyruklu yıldızlardan kaynaklandığına inanılmıştır.Milattan önce 43 yılında Sezar'ın ölümünden sonra çok parlak bir kuyruklu yıldız görüldü ve onun Roma imparatorunun göğe yükselen ruhu olduğuna inanıldı.Böylece kuyruklu yıldızlardan ünlü kişilerin ölüm haberlerini almak gibi bir boş inanç daha yerleşti.
Bilim insanları güneş sistemimizden çok uzakta ama yine güneş çekimine bağlı olarak bir yörüngede dönen,her birinin kütlesi ve boyutu dünyamızdan çok az olan kirli kar topu şeklinde milyarlarca kuyruklu yıldız olduğuna inanıyorlar. Bu görüşe göre başlangıçta görkemli kuyrukları olmayan bu gök cisimlerinden bazıları sistem içindeki karşılıklı çekim güçleri nedeni ile güneşe doğru hareket etmeye başlıyorlar.Güneşe yaklaştıkça,dış katmanlarında donmuş halde bulunan uçucu gazlar hızla buharlaşmaya başlıyorlar.Güneşe yaklaştıkça cismin etrafını gaz bulutu olarak sarıyorlar.
Güneş yüzeyinde devamlı patlamalar olduğundan ve uzaya büyük hızlarla gaz bulutları fırlatıldığından cisim güneşe iyice yaklaştığında bunların etki alanına giriyor ve etrafındaki gaz bulutu güneşin tersi yöne doğru savrularak bir kuyruk görünümünü oluşturuyor. Bu nedenle kuyruklu yıldızların kuyruklarının yönleri hep güneş yönünün ters tarafındadır. Kuyruklu yıldızın kuyruğunun parlaklığına güneş ışınlarının gaz bulutu ve parçacıklardan yansımaları neden olur. Aslında büyüklüklerine bağlı olarak kuyruklu yıldızlar kuyruklarından sürekli madde kaybederler.Sonunda gök taşları haline gelen kuyruklu yıldız kalıntıları, dünya yakınından geçerken bize akan yıldız yağmurları olarak görünürler.
Eğer dünyamız bir kuyruklu yıldızın kuyruğu içinden geçerse ne olur? Bu, korkulacak bir şey değildir. Çünkü kuyruklu yıldızların kuyrukları yoğun değildir ve dünyanın bu kuyruk içinden geçmesi ona hiçbir şekilde etkide bulunmaz. Nitekim Halley kuyrulu yıldızı 1910 da geldiğinde dünya onun kuyruğunun içinden geçmişti ve bunun yeryüzüne zararı olmamıştı.Zamanımızda kuyruklu yıldızların normal gök cisimleri oldukları biliniyor. Bunlar çok büyük hacimli kuyruklarından dolayı korkutucu görünen aslında küçük ve hafif cisimlerdir. 12.yüzyılın ortalarından itibaren bilimin bunların yapıları ve ne olduklarını çözmeye başlamasından sonra halkın peşin hükümleri ve korkuları kaybolmaya başlamıştır.
Devamini Oku..

Bitkiler müzikten etkilenir mi?

Bitkiler müzikten etkilenir mi?
İnsanlar günümüzde doğayla ellerinde olmayan sebeplerle içli dışlı olamıyor.Bu durumda çiçekleri evlerine taşıma gereği duyuyorlar.Ya da güzel bir balkona veya bir bahçeye sahipseniz rengarenk çiçeklerle donatmak geliyor içinizden.Onları soldurmadan yaşatmanın yollarını arar oluyor sonra insan.
Çiçek yetiştiricilerine göre çiçekler müzikten olumlu etkileniyor ve solmaları gecikiyor diyorlar.Peki bitkiler müzikten etkilenir mi?Bilim adamları bu konuyu ne kadar araştırmak isteseler de bitkinin beyni olmadığı için araştırmaları sonuçsuz kalmıştır.Ancak bilime bağlı kalmaksızın müziğin bitkinin gelişmesine katkı sağladığını söyleyenler olmuştur.Bilimsel anlamda bu duruma bir açıklık getirilmemiş olsa bile sizler deney yoluyla kendiniz gözlemleyebilirsiniz.Müziğin çiçekler üzerindeki olumlu etkisini sizlerde göreceksiniz.
Devamini Oku..

İnsanlar nasıl bitlenir

İnsanlar nasıl bitlenir
Saç bitleri insan saçında yaşayan ve üreyen çok küçük,kanatsız,günde 2-8 kez kan emerek beslenen gri böceklerdir.Sirke denilen yumurtaları görmek bitin kendisini görmekten kolaydır ve genellikle enseye yakın,kulakların arkasında ve başın arkasında saç tellerine tutunmuş halde bulunurlar. Sirkeler kir veya kepek gibi yıkanarak temizlenemezler.Önce etkili bir ürünle öldürülmeli sonra bu amaç için yapılmış ürünün kutusundan çıkacak olan özel bir tarak ile saçtan temizlenmelidir.
Saç biti insan vücudu dışında sadece 48 saat yaşayabilir ve evcil hayvanlar üzerinde yaşayamaz.Sirkeler ise insan vücudu dışında kumaş ve battaniye üzerinde 1-15 gün canlı kalabilirler.
Bitlenmenin yaygın olarak düşünüldüğü gibi pislikle bir ilgisi yoktur;aslında bit temiz,sağlıklı saçı,kirli saça tercih eder.Yetişkin ya da çocuk herkes bitlenebilir.En yaygın belirtisi başın ve ensenin şiddetle kaşınmasıdır.Saç biti son derece bulaşıcıdır. Tarak,fırça,eşarp,yastık,şapka ve tüylü oyuncaklar gibi paylaşılan kişisel eşyalar ile yayılırlar.Tekrarlanan salgın riskini azaltmak için bu eşyaları paylaşmaktan kaçınılmalıdır.
Devamini Oku..

Rüyalarımızı nasıl hatırlarız

Rüyalarımızı nasıl hatırlarız
Asıl yaşamımız,rüyalarımda uyandığımızda başlar..demiş düşünür.Malu üçüncü boyutta yaşıyoruz ve tekamül etmek gibi ruhsal derslerimiz ve ödevlerimiz var.Bize insan deniyor bu yüzden.Lakin evren tek boyutlu değil,11 boyutlu olduğu bile söyleniyor.Son günler de de bir hayli diğer boyutlardan da bahsetmeye başladık.Bir paralel evrenler muhabbetidir gidiyor.Demekki birileri başka boyutlarında varlığından haberdar yada olguyu çoktan deneyimliyor bile,kim bilir..
Rüya görme vakitlerimizde de bir nevi kısa süreli bir ölüm halini deneyimliyor gibiyiz.Her seferinde olmamak kaydıyla,rüyadayken tıpkı bir astral yolculuk yapıyor gibiyiz.Çünkü bedenimiz fonksiyonlarını yitirmiş,tabiri caizse rölantiye almış durumda kendini,bir makine gibi.O esna da ruh da özgürlüğün tadını çıkarıyor ve yattığımızda yorgunsank şayet uykuda bilinçaltımız devreye giriyor.Bize o süreçteki yolculukta,uykuya hangi problemimizle ilgili düşünceleri keskin noktaları değiştirmemiz gereken özelliklerimizi sembolleştiriyor.Bir televizyon ekranı gibi kendi sembol diliyle bizi bize projekte ediyor. Uyandığında herkes kendi filminin hikayesini anlatıyor yani.
Uyku öncesi süreçte mümkün olduğu kadar rahat bir zihinle uykuya dalarsak bizim için daha net rüyalar görmek ve rüyalarımızı hikaye gibi hatırlamak okadar kolaylaşır.Bunun için uykuya dalmadan önce zihnimizi negatif düşünce ve sorunlardan arıtmak kadar,bedenimizin temiz,rahat ve zinde olması da önemlidir.Örneğin ılık bir duş almak ve yatağımıza uzanıp 20 dakika kadar bizi sakinleştirecek bir müzik eşliğinde meditasyon yapıp gevşemek yada nefesle ilgili egzersiz yapmak işe yarar.
Devamini Oku..

Bir günün uzunluğu ne kadardır

Bir günün uzunluğu ne kadardır
Bu değişken bir şeydir.Bir gün,dünyanın kendi etrafında batıdan doğuya doğru yaptığı bir tam turdur.Bu asla tam olarak 24 saat sürmez.Elli tam saniye kadar daha hızlı yada daha yavaş olabilir. Bunun dünyanın dönüş hızının, gelgitlerin neden olduğu sürtünme,hava şartları ve coğrafi olayların etkisiyle sürekli değişiyor olmasıdır. Bir yıl boyunca ortalama bir gün,24 saatten saniyenin çok küçük bir dilimi kadar daha kısadır. Atom saateleri bu sapmaları kaydedince,şimdiye kadar güneş gününün tanımlı bir bölümü olan saniye birimini yeniden tanımlama kararı alındı.Yeni saniye tanımı 1967 de yürürlüğe girdi.
Devamini Oku..

İlk kot pantolonu kim.nasıl buldu

İlk kot pantolonu kim.nasıl buldu
Herşey 1848 yılında Amerika Kaliforniya a bir altın madeninin bulunması ile başladı.Altından para kazanmak isteyen herkes altın avına çıkıyor ve madenlerde çalışmaya başlıyordu.O dönemde adını daha sonra Levi Strauss olarak değiştiren Loeb Strauss abisi ile birlikte ticaret yapmak için Amerikaya göç etti.Birgün bir maden işçisi ona madende çalışan işçilerin pantolonlarının çok dayanıksız olup,çabuk yırtıldığını söyleyince,Levi Strauss'un beyninde şimşekler çaktı. Fransadan gelen denim kumaşları (pamuklu kumaştan yapılan kot pantolon) artık Amerikaya onun üzerinden geliyordu. Bu kumaşla dikilne pantolonların bukadar ilgi görmesinin nedeni kumaşın çok sağlam olmasından kaynaklanıyordu. Koyu lacivert rengin de kir göstermiyor olması iyi bir şeydi.
Levi Strauss 1853 yılında sadece kot pantolon üretimi yapan bir şirket kurdu.Şirketin adı şimdi milyon dolarlar değerinde olan Levi's idi. Çok kısa süre içinde kot pantolonlar özellikle madenciler, petrol işçileri ve kovboylar tarafından en çok talep edilen kıyafet haline geldi.Kovboylar ata bindikleri için,kotların dar olarak dikilmesi gerekiyordu.Buna da pantolonların arkasına 2 cep dikilerek çözüm getirildi.1900'lü yıllarda kot pantolon,günlük bir giysi halini alacakken,Levi Strauss 73 yaşında hayatını kaybetti.Strauss  öldüğünde Levi's şirketinin değeri 6 milyon dolardı.
Denim kumaşın kısa tarihini merak edenlere: Kot kumaşı olan denim,ilk kez 17. yüzyılda Fransa da yapılan çift katlı bir dokumadan üretilmişti.Bu kumaşlar dayanaklı olduğu için ilk kez gemilerin yelkenlerinde kullanılıyordu.Daha sonra 18. yüzyılda bu kumaş Fransa da tarla da çalışan köleler için kullanıldı.Bu kumaşlar dayanıklı olduğu için bunlardan tulum ve pantolon yapılıyordu.Bugünün aksine o dönem kullanılan bu kumaşların rengi siyah,yeşil ve kahverengiydi.
Devamini Oku..