Asıl yaşamımız,rüyalarımda uyandığımızda başlar..demiş düşünür.Malu üçüncü boyutta yaşıyoruz ve tekamül etmek gibi ruhsal derslerimiz ve ödevlerimiz var.Bize insan deniyor bu yüzden.Lakin evren tek boyutlu değil,11 boyutlu olduğu bile söyleniyor.Son günler de de bir hayli diğer boyutlardan da bahsetmeye başladık.Bir paralel evrenler muhabbetidir gidiyor.Demekki birileri başka boyutlarında varlığından haberdar yada olguyu çoktan deneyimliyor bile,kim bilir..
Rüya görme vakitlerimizde de bir nevi kısa süreli bir ölüm halini deneyimliyor gibiyiz.Her seferinde olmamak kaydıyla,rüyadayken tıpkı bir astral yolculuk yapıyor gibiyiz.Çünkü bedenimiz fonksiyonlarını yitirmiş,tabiri caizse rölantiye almış durumda kendini,bir makine gibi.O esna da ruh da özgürlüğün tadını çıkarıyor ve yattığımızda yorgunsank şayet uykuda bilinçaltımız devreye giriyor.Bize o süreçteki yolculukta,uykuya hangi problemimizle ilgili düşünceleri keskin noktaları değiştirmemiz gereken özelliklerimizi sembolleştiriyor.Bir televizyon ekranı gibi kendi sembol diliyle bizi bize projekte ediyor. Uyandığında herkes kendi filminin hikayesini anlatıyor yani.
Uyku öncesi süreçte mümkün olduğu kadar rahat bir zihinle uykuya dalarsak bizim için daha net rüyalar görmek ve rüyalarımızı hikaye gibi hatırlamak okadar kolaylaşır.Bunun için uykuya dalmadan önce zihnimizi negatif düşünce ve sorunlardan arıtmak kadar,bedenimizin temiz,rahat ve zinde olması da önemlidir.Örneğin ılık bir duş almak ve yatağımıza uzanıp 20 dakika kadar bizi sakinleştirecek bir müzik eşliğinde meditasyon yapıp gevşemek yada nefesle ilgili egzersiz yapmak işe yarar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)